"Evangeline 12 yaşındayken annesi öldü, babası onu New York'ta Azize Rose manastırına bıraktı. Şimdi 23 yaşında, yeminine sadık bir rahibe. Dünyada en nadide melek resimlerinin ve “melekbilim” konusundaki en zengin kitap koleksiyonunun bulunduğu kütüphaneden sorumlu."
***
Asi Melekler, Danielle Trussoni'nin ilk romanı. İsminden ve tanıtım yazısından da anlaşabileceği gibi fantastik bir konusu var. Aslında fantastik konular hep ilgimi çekegelmiştir. O yüzden bu romanı sevmemiş olmamın konusuyla bir ilgisi yok. Uzun süredir Dan Brown tarzı kitapları okuyarak, bu tarza karşı bir bıkkınlık biriktirmemle ilgisi olmalı. Bir aksiyon filmi izliyormuşcasına, sürekli bir gizem, heyecan ve tempo ile okuyucuyu içine çekip, kitabın sonuna kadar elinizden bırakmamanızı sağlamaya çalışan bu tarz, son zamanlarda oldukça popüler.
Bununla birlikte Trussoni'nin romanında beni rahatsız eden bir kaç şey vardı. En başta gelen şeylerden biri, Asi Melekler'in (tabii ki kendi içinde) gerçekçi olmaya çalışmaması. Melekler aramızda, kocaman kanatları var ve yüzyıllardır bunu insanlardan saklıyorlar. Harry Potter'da bile sihir dünyası, daha iyi bir temele oturtulmuş ve normal insanlardan (muggle) daha iyi gizleniyordu. Asi Melekler bu yanıyla, meleklerden bi haber insanların bu durumdan nasıl haberdar olmadığı konusu üzerine pek kafa yormadan, es geçmiş gitmiş.
Diğer bir konu, yazının başında da belirttiğim gibi, herhangi bir derinliği olmayan, tamamen okuyucunun merak duygusunu gıdıklama temelli bir roman olması. Benzer bir tarz tutturan Dan Brown, ilgi çekici tarihi eserler, gerçekler ve karakterler üzerinden gidip, en azından "boş" bir kitabı okuduğumuz gerçeğinden bizi biraz uzaklaştırırken, Trussoni bu konuda da pek bir çaba göstermemiş. Ayrıca melekbilim kişisel olarak pek ilgimi çekmiyor. Kitabın akışında ilgi çekici öğeler bulamamış olmamın bir nedeni de bu.
Tamamen kişisel olan yukarıdaki eleştirilerin yanında, son olarak değinmek istediğim, bence okuyucuya biraz saygısızlık olarak görülmesi gereken bir nokta var. Kitabın sonu. Okumamış olanlara saygısızlık olmaması için, dikkatli bir şekilde değinmeye çalışırsam, kitap kesinlikle devamı olacak şekilde tasarlanmış ve yazılmış. Romanın devamı olacağını düşünülerek yazılması yanlış olmayabilir, böyle bir çok başarılı kitap var. Asıl problem, yazarın benim düşünceme göre bunu "ticari" bir havayla kotarmış olması. Kitabın sonu öyle bir yerde bitiyor ki, devamını okumazsanız olmazmış havası sona doğru tüm kelimelere yansımış. Örnek vermek gerekirse, Isaac Asimov'un meşhur Vakıf serisi, bir çok kitaptan oluşur ve baştan bu şekilde tasarlanmış ve yazılmıştır, ama bu kitapların her biri, birbirinden bağımsız bir şekilde okunabilir, hatta sırasını karıştırarak bile okuyup zevk alabilirsiniz. Bir kitabın sonunda o kitabın içeriğiyle ilgili konularda, tatmin edici bir sonla karşılaşırsınız.
Farkındayım ki, Asi Melekler hakkındaki en sert eleştirilerden birini yazmış olabilirim, ama her ne kadar objektif bir şekilde değerlendirmeye de çalışıyor olsam, temelde bu eleştiriler kişisel zevk ve düşüncelerime göre biçimleniyor. Son olarak, melekler ve fantastik konular ilginizi çekiyorsa, Asi Melekler'i sevme olasılığınız yüksek, ama bu konular size uzaksa, benim fikrim okuyacak başka kitaplar bulun.
---
Orijinal Adı: Angelology
Çevirmen: Sıla Okur